Pole Dansçılarının korkulu rüyaları: Sakatlık-ara vermek ve geri dönmek

11-03-2021 15:43

Pole Dansçılarının korkulu rüyaları: Sakatlık-ara vermek ve geri dönmek

 

 

Pole Dans muhteşem bir hobi, ne kadar övsek azdır. –Bayıldığımız markamızdan belli olmuyorsa diye ekstradan söyleyelim istedik- Fakat maalesef aynı zamanda nankör ve biraz da tehlikeli bir hobidir. Bazen siz pole’u bırakırsınız, bazen pole sizi bırakır. Ne yaparsanız yapın aklınızın köşesinde hep "geri dönebilir miyim” sorusu kalır. Sokakta gördüğünüz her direk size onu hatırlatır. Bu hafta biraz kalp kırıklıklarımızdan ve inişli çıkışlı pole hayatlarından bahsedelim; korkulu rüyalarımız: Sakatlıklar, aralar ve geri dönüşler.

 

Pole yapmaya başladığınızda kendinizin mazoşist yanlarını yavaş yavaş keşfetmeye başlarsınız. Vücudunuzdaki morluklar hoşunuza gider. Kaymamak için nemlendirmediğiniz deriniz sizin antrenman yapmayacağınız günleri bekler. Kollarınız kopsa bile kafanıza taktığınız o hareketi son bir kez denersiniz. Nasırlı elleriniz Norveçli balıkçılara taş çıkartır. Kan, ter ve gözyaşı bağımlısısınızdır artık. Bu harikadır, ta ki o gelmekte olan gelene kadar: Sakatlık

 

Her pole’cu öyle veya böyle, küçük veya büyük (diliyoruz ki hep küçük) sakatlıklarla karşılaşacaktır. Bu işin fıtratında vardır. Ne kadar düzgün ısınsanız-soğusanız da, ne kadar dikkatli hareket etseniz de ilerlediğiniz takdirde bir yerde karşınıza çıkacaktır. Yeni hareketler yeni zorluklar demektir. Bu bir pole’cunun en korktuğu şeydir çünkü ARA vermesi gerekir. Sakatlıklar genelde yumuşak doku-eklemler ve bağlarda yaşandığı için bu ara minimum 2 haftadan başlar. Sakatlanan yerin iyice dinlenmesi ve iyileşmesi için minimum harekete maruz kalması ve tekrar aniden zorlanmadan nazikçe hareketlere takdim edilmesi gerekir. Bu hayvan gibi antrenman yapmaya alışmış bir polecunun hiç mi hiç hoşuna gitmez. Kolu sakatsa bacağını çalıştırması gerekir, bacağı sakatsa üst bedene odaklanmalıdır. Antrenmansız geçen her dakika hareket becerisinin bir kısmını götürmektedir. VE MORALİN DE.

Endorfin ve serotonin bağımlısı haline gelmiş vücut kendini bu arada çok ama çok mutsuz hisseder. O kadar ki pole’dan tamamen soğuyabilir bile. Zevkle takip ettiği pole hesaplarının videolarını görüp canının acımaması için sosyal medyadan uzaklaşır. Ders grup sohbetinden çıkar. Ve tabii ki pole dışında da hayatı olan kişimiz, belki kafasal olarak da bir süre dinlenmenin iyi geldiğini düşünecektir. Ağrısız sızısız geçen haftalarda kasları ve nemlendirebildiği cildi ona teşekkür eder. Elleri pamuk gibidir. Ama kalbi ne zaman bir direk görse sızlar. Aklında hep aynı soru vardır: Acaba invert’im/Ayesha’m duruyor mu?

 

Eh, pole dance bağımlılık yapıyor. Nedenini bilmiyoruz. Ama şimdiye kadar geri dönmek istemeyen de duymadık. Bırakmalar yoktur, uzun aralar vardır! Ve dönüş asla imkânsız değildir. Sadece morali yüksek tutmak ve gerçekçi olmak gerekir. Belki bıraktığınız yerden başlayamazsınız, belki fethettiğiniz hareketleri şimdilik yapamıyorsunuzdur. Ama siz bu dansı bütün zorluklarına karşı yaptınız, yine yapabilirsiniz. Yine düzenli ve dikkatli antrenmanlarınızı yaparak, kendinize mental ve fiziksel olarak nazik davranarak geri dönebilirsiniz. Haliniz olmadığını düşündüğünüz dakikalarda motive olmak ile ilgili postumuzu okuyun. Sizi iyi hissettirecek hareketler çalışın. Pole sisterınıza bir alo diyin. Tekrar derse döndüğünüzde ne giyeceğinizi düşünün websitemizde dolaşarak. Ve unutmayın: pole yapsanız da yapmasanız da, hayat bir rollercoasterdır (veya pole’dur?)  Çıkışlarınız kadar inişlerinizi de sevin, onlar size çok şey öğretir!

 

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.