İçselleştirilmiş mizojini

İÇSELLEŞTİRİLMİŞ MİZOJİNİ

Bu konuda uzun zamandır yazmayı istiyorduk. Nasip bugüneymiş sevgili Magentacılar! Bu sayfada, hele ki bu blogda olduğunuza göre eminim ki hepimiz kadın gücü, kadın hakları ve eşitliği konusunda hemfikirizdir.  Fakat bunların çok daha derininde, içimize işlenmiş, kolektif bilincimize yerleşmiş bir kadın düşmanlığı var. Biz kabul etmek istemesek de.

Bu yazıda yazar, anasının karnından feminist doğmadığını, bunun zamanla gelişen fikirler ve görüşlerin sonucu olduğunu itiraf eder. Belki okuyanlar da içlerine döner, geçmişlerine dürüstçe bakarlarsa, evvelden bu öğrenilmiş kadın nefreti ile yaptıkları hareketleri veya düşünceleri fark edebilirler. Kaçımız burada gençliğimizde-cahilliğimizde başka bir kadının hakkına girmediğini söyleyebilir ki. Önemli olan, bunları fark etmiş, sorunun kaynağındaki düşünceyi tespit etmiş ve kendini bu döngüden çıkarabilmiş olmak.

Kadının kadına karşı her kötü düşüncesi kadın düşmanlığı diyemeyiz elbette. Çünkü hepimiz birilerinden hoşlanmamakta özgürüz ve bu normaldir. Bunun kadın düşmanlığı olup olmadığını anlamamız için bizde o hoşlanmama duygusunu uyandıran kök sebebe bakmamız lazım. Mesela yolda "uygunsuz” giyinmiş bir kadına kötü gözle baktığınızı fark ettiniz mi hiç? Bu kadının ilgi çekmeye çalıştığını, "arandığını” veya kendine saygısızlık ettiğini düşünmüşsünüzdür. Düşünün tekrar, nereden geliyor bu yargınız? Bir kadın illa ilgi çekmek için mi giyinir? Kadının değerini belirleyen giydikleri midir? Bunları nereden öğrendik? Böyle olmadığımız için yüceltildiğimiz oldu mu? "Diğer kadınlar” gibi olmadığımız konusunda övündük veya övüldük mü hiç?

Bir kadının cinselliğiyle ön planda olmasını yanlış buluyor musunuz? Vücuduyla para kazanmasını küçümsediğiniz oluyor mu? Trans kadınları daha az kadın olarak görüyor musunuz? Evli bir erkeği baştan çıkaran kadınları sıkça duyuyor musunuz? Veya evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamış kadınlara acıyor musunuz?

Bunlar "erkekçe” düşüncelerdir. Bir kadını "tehlikeli” olarak nitelendiren, özgürlüğünü ve kendi seçimlerini yaşamalarını tehdit algılayan bir akıldan öğrenilenlerdir. Belki özellikle dedikodusunu yapmıyor, ayaklarını kaydırmıyorsunuz. Ama hak ve eşitlik savunurken, her kadının, her birimizin dilediğimizce var olma hakkını savunduğumuzu unutmayalım.

Sevgili Magentacılar, birini sevmiyorsanız, hakkında kötü düşüncelere sahipseniz en azından bunun onların kadınlığı sebebiyle olmamasına dikkat edin. Bu kocaman dünyada hepimize ve biricik oluşumuza yer var! Çeşitlilik bizim gücümüzdür.